Mevsimsel Güzellik ya da Sürdürülebilir Gelecek!

Türkiye, geçmişten günümüze Aslında her ne kadar, bu iki seçenek arasında tercih yapmak çok zor görünse de; konuyu bilimsel verilerle geniş kapsamlı ele aldığımızda, gelecekten yana tavır belirlememiz kaçınılmaz gerçekliktir. Uzun yıllardır kent estetiğinin vazgeçilmez parçası olan mevsimlik bitki uygulamaları, sunduğu göz alıcı manzaralarla günlük yaşamımızda yer edindi. Ancak, bu geçici güzelliğin ardında yatan bakım maliyeti, enerji kullanımı, su tüketimi gibi fark etmediğimiz hususlar, günümüzde ciddi bir sorgulamayı da beraberinde getiriyor.

Örneğin, küresel ısınmanın yol açtığı çeşitli etkilerle artan kuraklık riski, kent peyzajında kullanılan her bitkinin yeniden değerlendirilmesini zorunlu kılıyor. Kent peyzajı uygulamalarında, sıklıkla değiştirilen ve yoğun iş gücü ile maddi kaynak gerektiren mevsimlik bitkiler; günümüzde artık sadece estetik yönleriyle değil, çevresel etkileriyle de tartışma konusu olmaktadır.
Kentlerimizde, bu kadar kısa ömürlü yeşil dokular oluşturarak çevre güzelliği sağlamanın yarattığı sorunlar ve bu tarz uygulamanın ne kadar sürdürülebilir olduğu da çeşitli yönleriyle değerlendirilmelidir. Bu çalışmalarda, kent peyzajı uygulamaları her yönüyle ele alınmalı; yer seçiminden, hangi bitkilerin tercih edilmesi gerektiğine kadar, çok çeşitli konularda yeni yaklaşımlar geliştirilmelidir.

Günümüzde genellikle tercih edilen mevsimlik bitkilerin yer aldığı liste incelendiğinde; seçilen bitkilerin, düzenli bakım ve bol su isteyen türler olduğu görülür. Devamlı yenileme gerektiren peyzaj sürecinde, yıl boyunca toprak hazırlığı, düzenli gübreleme, zararlılarla mücadele gibi konular, yüksek maliyet ve iş gücü gerektiriyor. Özellikle yaz aylarında, zaten azalan su kaynaklarının büyük kısmı, estetik kaygılarla bu bitkilere yönlendiriliyor. Tüm bu uygulamalar, kuraklıkla mücadele edilen kentlerde, hem çevresel hem de ekonomik yük oluşturmaktadır.

Dünyadaki peyzaj uygulamalarına bakıldığında, mevsimlik bitkilerin ön plana çıkarıldığı yaklaşımın artık terkedildiği; yıl boyunca fazla müdahale gerektirmeyen, daha doğal görünümlü tasarımlara yönelik çalışmaların arttığı görülmektedir. Daha az bakım ve sulama ihtiyacı gerektiren türler ile çok yıllık bitkilerin yer aldığı tasarımlar, giderek daha fazla rağbet görüyor. Peyzaj çalışmalarında, daha uzun süreli bütünlük yakalamak ve onu koruyarak sürdürülebilirliğini sağlamak, iş gücü gereksinimini de azaltmaktadır. Yaygınlığı ve kapsamı büyük ölçüde sınırlanan mevsimlik peyzaj uygulamalarında, ana tema olarak, özellikle o yöreye ait doğal güzelliklerin tercih edilmesi de farkındalık yaratmaya yönelik bir uygulama olarak önem kazanıyor.
Türkiye'nin zengin florası, az bakım isteyen ve kuraklığa dayanıklı çok sayıda doğal türü barındırır. Bunlar, estetik açıdan mevsimlik türlerle benzer etkiler yaratabilirken; aynı zamanda arı, kelebek ve diğer polinatör canlıları destekleyerek, ekosistemin ve biyolojik çeşitliliğin korunmasına katkı sağlayan bitkilerdir. Örneğin, İstanbul’un doğal bitkileri arasından seçilecek çok yıllık türler tercih edilerek, hem görsel çeşitlilik sağlanabilir hem de sürdürülebilir peyzajlar oluşturulabilir. Bunun için öncelikle bu bitkilerin, Türkiye'de bulunan fidanlıklarda yetiştirilmesi sağlanmalı ve bu bitkilerle düzenlenmiş örnek alanlar planlanarak, konunun önemi geniş kitlelere aktarılmalıdır.
Sürdürülebilir peyzaj, yalnızca çevreci bir tercih değildir; aynı zamanda çağdaş kent tasarımının da bir parçası olmalıdır. Peyzajda, bitkilerle sağlanan çiçeklenme ve renklilik etkisi, yalnızca mevsimlik türlerle değil; doğru planlanmış doğal kombinasyonlar ile çiçeklenme takvimine uygun yerleştirilen, çok yıllık türler ve çalılarla da gerçekleştirilebilir. Bu yeni yaklaşım, estetikten ödün vermeden, doğayla daha uyumlu kent ortamı yaratmanın kapılarını aralayacaktır. Geleceği planlarken, bitkilerimizi de değiştirmek zorunda olduğumuzu unutmamalıyız. Türkiye'de zengin tür çeşitliliği gösteren çok yıllık bitkiler de peyzaj tasarımlarına, farklı boyutlar ve özgün renkler katabilir.
Peyzaj tasarımı, sadece günümüzü güzelleştirmekle kalmaz; geleceği şekillendirme sorumluluğunu da taşır. Kentler, artık sadece estetik değil; dayanıklılık, sürdürülebilirlik, ekolojik bütünlük gibi kavramlarla da tasarlanmalıdır. Bunun için peyzaj mimarları, belediyeler, uygulayıcılar ve tüm kentliler, değişimin-dönüşümün uyumlu birer parçası olmalıdır.