Günümüzün en kapsamlı ve acil sorunlarından olan "İklim Değişikliği" konusu, yalnız yetişkinlerin değil, çocukların da ilgi alanında önemli yer tutar. Zamanla artan ve yer yer önemli boyutlarda felaketlere dönüşen sıcaklık, kuraklık, orman yangını, sel gibi olaylar; artık gündelik yaşamı etkileyen, çocukların da farkında olduğu güncel gerçeklikler hâline geldi. Çocukların, gerek medyada karşılaştıkları haberlerden, gerekse okulda öğrendikleri bilgilerden ya da çevrelerinde gördüklerinden yola çıkarak, iklim değişikliğini sorgulama ve anlamlandırma çabaları, çoğu zaman doğru biçimde yönlendirilemiyor.

ABu süreçte, çocuklarla iklim değişikliğinin konuşulması, bir tercih değil, zorunlu bir sorumluluk hâlini alır. Çünkü gerçek boyutlarıyla konuşulmayan, yeterince açıklanmayan, yalnızca tanımsız kaygılar uyandıran konular ve gerektiği gibi yanıtlanamayan sorular; çocuklarda belirsizlik ve çaresizlik duygularını tetikler. Üstelik çocukluk dönemi, bireysel değerlerin, tutumların ve dünyaya bakış açısının şekillendiği özel bir dönemdir. Bu dönemde doğaya dair kurulan ilişkiler, ömür boyu sürecek ekolojik farkındalık ve sorumluluk duygusunun temelini oluşturur.

Çocuklarla iklim değişikliği konusunu, bilimsel verilerle sağlıklı şekilde konuşmak, onları yalnızca bilgilendirmek değil; aynı zamanda güçlendirmek, umut aşılamak ve doğayla sevgi temelli bağ kurmalarını desteklemektir. Böylece çocuklar, yalnızca geleceğin değil, bugünün de bilinçli çevre savunucuları olabilmesi sağlanabilir.

Somut Deneyimlerden Yola Çıkmak
Çocukluk döneminde, soyut kavramları anlamak-kavramak zordur. Bu nedenle, iklim değişikliği gibi karmaşık bir konuyu açıklarken, çocukların gözlemleyebileceği doğa olaylarından yola çıkmak faydalı olur. Örneğin, mevsimlerin değişimi, yağmurun neden yağdığı gibi konular üzerinden, iklim değişikliğine dair farkındalık oluşturulabilir.
Duyguları Tanımak ve Umudu Beslemek
Çocuklar, çevre sorunları hakkında bilgi sahibi olduğunda, kaygı ve çaresizlik hissedebilir. Bu noktada, onların duygusal dünyasıyla temas kurabilmek ve duygularını ifade edebilmelerine olanak tanımak önemlidir. Örneğin, şöyle bir iletişim dili kullanabiliriz:
"Evet, bu konu seni endişelendirmiş olabilir; ama merak etme, birlikte doğayı koruyacak birçok şey yapabiliriz."

Anlam Odaklı Başa Çıkma Stratejileri
Maria Ojala’nın çalışması, hem çocukların hem de yetişkinlerin, iklim değişikliği konularıyla başa çıkma çabasında, üç temel strateji kullandıklarını gösteriyor: "Anlam odaklı başa çıkma", "Problem odaklı başa çıkma", "Tehdidi küçümseme". Anlam odaklı başa çıkma, çocukların olumlu duygular geliştirmesine ve çevresel sorunlarla başa çıkmasına yardımcı olabilir. Bu strateji, özellikle sorun hemen çözülemiyorsa ya da tamamen ortadan kaldırılamıyorsa daha da önem kazanır. Çocuklar bu gibi durumlarda, tehdidi tamamen inkâr etmeden, durumu yeniden anlamlandırarak, daha pozitif bakış açısı geliştirebilir. Bireysel değerleriyle ve inançlarıyla bağlantı kurarak, çözüme yönelik umudu canlı tutabilirler.
Bu süreç, negatif duyguların bastırılmasından çok, olumlu duyguların harekete geçirilmesiyle ilgilidir. Olumlu duygular ise hem dayanıklılığı artırır hem de çocukların iç dinamiklerini harekete geçirerek daha etkin ve çözüm odaklı adımlar atmalarına destek olur. Bu nedenle anlam odaklı başa çıkma, yalnızca duygusal bir rahatlama yöntemi değil; aynı zamanda proaktif çevresel tutumların da temelini oluşturur.
Rol Model Olmak
Bronfenbrenner’ın, "Ekolojik Sistemler Kuramı"na göre; çocuğun gelişiminde en etkili faktörlerden biri, içinde bulunduğu yakın çevredir. Ebeveynlerin ve öğretmenlerin doğaya saygılı davranışları, çocukların çevresel sorumluluk geliştirmesine önemli katkı sağlar.
Küçük Adımlarla Büyük Değişimler
Çocuklara, doğayı korumak için yapabilecekleri küçük ama anlamlı eylemlerin öğretilmesi, onların kontrol hissi kazanmasına ve aktif vatandaşlık becerilerini geliştirmesine yardımcı olur. Bitki yetiştirmek ve onun yaşam döngüsünü gözlemlemek, çöpleri ayrıştırmak, suyu tasarruflu kullanmak gibi eylemler, çocukların çevreye olan bağlılıklarını artırır.

Eğitimde Sürdürülebilirlik Yaklaşımı
Türkiye’de sürdürülebilirlik kavramını içeren eğitim anlayışı, son yıllarda Millî Eğitim Bakanlığı tarafından geliştirilen çevre temelli projelerle, sisteme daha belirgin şekilde uyum sağlamaya başladı. Özellikle "2023 Eğitim Vizyonu" ve ardından güncellenen müfredat çerçevesinde, çevre bilinci ve iklim değişikliği temaları, okul öncesinden liseye kadar pek çok düzeyde yer almaktadır.
Ancak, bu süreçte dikkat edilmesi gereken önemli bir konu, ekofobi riskidir. Ekofobi, çocukların çevre sorunlarını duyduğunda, yoğun kaygı, suçluluk ya da çaresizlik hissi yaşamasıdır). Sürdürülebilirlik eğitimi, çocukların doğaya karşı tehdit algısı geliştirmesine değil; onunla anlamlı ve sevgi temelli ilişki kurmasına zemin hazırlamalıdır.
Bu nedenle eğitimdeki hedef, çocuklara sadece sorunları anlatmak değil; aynı zamanda çözüm yollarını da birlikte düşünerek aktarmak, böylece güç ve umut vermeye dönük çevre bilinci kazandırmak olmalıdır. Doğa gözlemleri, hikâye temelli öğrenme, birlikte yapılan doğa dostu etkinlikler gibi uygulamalar, bu süreci hem pedagojik açıdan destekler hem de çocuklarda ekofobik tepkilerin önüne geçer.


Çocuklarla Uygulanabilecek Etkinlik Önerileri
"İklim Günlüğü Tutmak": Haftalık hava gözlemleri yaparak, çocukların iklim değişikliğini fark etmelerine yardımcı olunur. "Kendi Karbon Ayak İzini Hesaplama Oyunu": Günlük alışkanlıklar üzerinden, çevresel etkilerin keşfedilmesi sağlanır. “Doğa İçin Birşey Yap Haftası": Her gün küçük bir çevreci adım atarak ve doğa günlüğü tutarak farkındalık yaratılır. "İklim Temalı Hikâye Yazma/Tiyatro Etkinliği": Hayal gücüyle çözüm üretmeye ve empati geliştirmeye yönelik beceriler desteklenir. “Duygumu Çiziyorum Etkinliği": Çevresel konulara dair duygular çizim ve resimle ifade edilerek, birlikte paylaşılır.




K. Melike İlayda Baksı
NGBB Eğitmeni


Fotoğraflar: NGBB Arşivi

Kaynaklar
Bronfenbrenner, U. The ecology of human development: Experiments by nature and design, Harvard University Press, 1979. Ojala, M. "Regulating worry, promoting hope: How do children, adolescents, and young adults cope with climate change?" International Journal of Environmental & Science Education, 7-4 (2012): 537–561. Sobel, D. Ekofobiyi aşmak: Doğa eğitiminde Kalbin Yeri (Çeviri: İlknur Urkun Kelso), Yeni İnsan Yayınevi, 2014.