Karkade (Hibiscus sabdariffa L.), ebegümecigiller (Malvaceae ) ailesinden, Afrika’nın tropik ve ılıman bölgelerine özgü, bir yıllık otsu çalıdır. Bitkinin iki varyetesi mevcuttur.
"Hibiscus sabdariffa L. var. altissima Wester"
"Hibiscus sabdariffa L. var. sabdariffa"
"Altissima" varyetesi, dallanma göstermez. Ekonomik önemi olan bitkidir; Hindistan, Doğu Hint Adaları, Nijerya, Güney Amerika’da lifleri için yetiştirilir.
"Sabdariffa" varyetesi, kırmızı çanak yaprakları (kaliksleri) nedeniyle; karkade (afrika bamyası çiçeği) adıyla gıda, bitkisel çay ve vücut bakımı sektörlerinde kullanılır.
Karkade (Hibiscus sp.) cinsinin, dünyada tek yıllık ve çok yıllık olmak üzere, otsu, çalımsı, ağaçsı 300’ü aşkın türü kayıtlıdır. Bunlar arasında, en yaygın bilinen türler şunlardır:
Bamya (Hibiscus esculentus L.) (Sin. Abelmoschus esculentus [L.] Moench)
Çin gülü/Japon gülü (Hibiscus rosa-chinensis L.) Ağaç hatmi (Hibiscus syriacus L.)

Karkade çanak yaprakları, Avrupa Farmakopesi'nde, "Roselle (Hibisci sabdariffae flos)" adıyla kayıtlıdır. Diğer isimleri şunlardır: "Sorrel", "Jamaican sorrel", "Indian sorrel", "Queensland jelly plant", "Florida cranberry", "Jelly okra", "Oseille de Guinée", "Flor de Jamaica". Çanak yaprakların gövde ve yaprakları, organik asitlerce zengindir; tadı, turnagagası/turna yemişi - "Cranberry" (Vaccinium macrocarpon Aiton, Ericaceae) bitkisinin tadına benzer.
Karkade’nin 100’ü aşkın kultivarı ve tohum varyetesi bulunmaktadır. Ticari varyeteleri Çin, Tayland, Meksika ve Afrika’da, özellikle Sudan, Senegal, Mali’de yetiştirilmektedir.

Karkade yaprakları ve gevrek gövdeleri; salatalara, soslara, çorbalara katılır, çiğ yenir veya pişirilir. Afrika halk tıbbında, 'emollient' ve 'antimikrobik' özelliklerinden dolayı, haricen kullanılır. Hindistan’da, ısıtılmış yaprakları harici yara ve apseleri iyileştirmek amacıyla cilt üstüne uygulanır. Yapraklardan hazırlanan losyon, cilt yaralarına tatbik edilir. Yapraklardan ayrıca, hayvan yemi ve lif olarak da yararlanılır.
Karkade tohumları, çoğu Afrika ülkesinde gıda olarak tüketilir. Tanen miktarı düşüktür. Tohumlarda % 32 civarında olan protein miktarı, öğütme esnasında % 20-25’e düşer. Tohumlar arginin, lisin, lösin ve glutamik asit gibi amino asitlerce de zengindir. Tohumlarda, % 70 oranında çoklu doymamış yağ (oleik, linoleik, palmitik) asitleri bulunur. Doymuş yağ asitlerinin doymamış yağ asitlerine oranı, 1:2’dir. Ayrıca, karkade tohumları % 39-42 diyet lifi içerir.

Tohumların sıkılmasıyla elde edilen, yenebilen ve "mesta" adıyla bilinen yağ, Çin'de ve Afrika’da kullanılır. Yağı alınmış tohumlar kavrulur ve kahve gibi içilir; toz edilip çorba ve salatalara katılır. Tohumlardan hazırlanan dekoksiyon, Nijerya’da lohusalarda süt artırıcı olarak kullanılır. Hindistan'da ise tohum dekoksiyonu, hazımsızlık, ağrılı işeme ve genel halsizlik durumlarında kullanılır.
Karkade çanak yaprakları, meyvemsi lezzeti ve kırmızı renginden dolayı, salatalara, reçellere, soslara, çaylara katılır.

Tropikal bölgelerde, çanak yapraklardan serinletici içecek hazırlanır. Bu içecek, Mısır ve Sudan’da yazın soğuk, kışın sıcak içilerek tüketilir. Jamaika’da, zencefil ve şekerkamışı ile kaynatılarak hazırlanan içecek, bir fiske rom ve buz katılarak Noel’de içilir.

Karkade çanak yaprakları, organik asitler ve pektin açısından (% 3,2) zengindir. Bu nedenle jöleler ve reçellere katılır. Ayrıca, C vitamini, tiamin (B1 vitamini), riboflavin (B2 vitamini), niasin (B3 vitamini), A vitamini prekürsoru beta-karoten, kalsiyum, magnezyum, potasyum, sodyum ve çinko içerir. Öncelikli tedavi edici bileşikler; polisakkaritler, organik asitler, fenolik asitler, flavonoitler, özellikle antosiyaninlerdir. Antosiyaninlerin % 85’i delfinidin- 3-O-glikozit’ten ibarettir ve güçlü antioksidan özelliktedir. Antosiyaninler ayrıca antienflamatuvar olup, kan lipitlerini düşürmekten de sorumludur.

Karkade çanak yaprakları, Hindistan, Afrika, Orta Doğu, Meksika ve Guatemala’da geleneksel tıpta kullanılır. Çayı; diüretik, safra artırıcı, ateş düşürücü, kan seyreltici özellikleriyle bilinir. İran’da, hipertansiyonda kullanılır. Karkade çayı, susuzluğu giderici özelliğe sahiptir; Guatemala’da, “akşamdan kalma hâli” için iyi bir ilaçtır. Doğu Afrika’da karkade enfüzyonu, “Sudan Çayı” diye bilinir ve öksürük kesici olarak tüketilir.

Alman E Komisyonu 1990’da, karkade çanak yapraklarının çoğu tedavi edici özelliğini onaylamadı; ama buna rağmen, Almanca konuşulan ülkelerde, karkade çayı kullanımı önemini yitirmedi. Oğulotu (Melissa officinalis L., Lamiaceae) yaprağı ve sarı kantaron (Hypericum perforatum L., Hypericaceae) herbası ile hazırlanan karkade çayı, asabî rahatsızlıklar ve uyku bozukluklarında kullanılır.
Avrupa ve Amerika’da, karkade ekstrelerinin alkollü içeceklerde tüketimine izin verilmiştir. Karkade çanak yapraklarının yıllık uluslararası ticareti, 15.000 tondur ve her yıl daha da artmaktadır. Başlıca üreticileri Sudan, Mısır, Meksika, Hindistan, Tayland ve Çin’dir.
Geleneksel olarak karkade çayı, yangılar (enflamasyon) ve kalp-damar hastalıklarına karşı kullanılır. Son yıllarda yapılan klinik araştırmalar, hipertansiyon ve dislipidemi (hiperkolesterolemi) üzerinde yoğunlaşmıştır. Dislipidemi’de kanda toplam kolesterol (TC) ve düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) miktarı artar; yüksek yoğunluklu lipoprotein (HDL) miktarı ise düşer. Bu da ateroskleroz (damar sertliği), kalp-damar hastalıkları, şeker hastalığı, obezite ve non-alkolik yağlı karaciğer hastalığı (NAFLD) riskini artırır.

Yapılan deneyler sonucunda, karkade çayının günlük kullanımıyla tansiyonun normalleştiği; metabolik sendromu olan yetişkinlerde ve tip 2 diyabet hastalarında, kan lipitlerinin normale döndüğü görülmüştür. Dokuz klinik araştırmanın meta analizi ve kritik derlemesine göre, günde 1 g standard karkade ekstresi veya 500 ml karkade çayı alınmasının, TC ve LDL kolesterol seviyelerinin düşmesinde yararlı olduğu; ancak trigliserit seviyesinde etkili olmadığı, HDL kolesterol seviyesinde de düşme olmasının istenmeyen bir etki olduğu değerlendirmesi yapılmıştır.

Bir başka klinik çalışmada, metabolik sendromu olan hastalarda, günde 3 g standard karkade ekstresinin (9,6 mg antosiyanine göre standardize edilmiş), kan basıncı, TC ve LDL seviyelerinde önemli düşüşlere yol açtığı gözlemlenmiştir.
Araştırmalar, karkade bitkisinin topraktan çok miktarda mineral, özellikle alüminyum biriktirdiğini göstermiştir. Bu nedenle potansiyel alüminyum toksisitesi riski sebebiyle; hassas yetişkinler, hamileler, kronik böbrek hastaları ve altı aylıktan küçük çocuklar için, günde 1 litreden fazla karkade çayı tüketimi tavsiye edilmez. Düşük yapma riskinden dolayı hamilelerin ve lohusaların karkade ürünlerini kullanmaması gerekir.
Karkade çayı, non-steroidal antienflamatuvar ilaçlar (NSAID'ler, örneğin asetaminofen) ve diüretikler diüretikler (örneğin hidroklorotiazit) ile etkileşime girer ve istenmeyen yan etkiler oluşabilir. Düşük tansiyonlu bireylerde, karkade çayının aşırı kullanımı baş dönmesine yol açabilir.
Çalışmalar, üç aydan az süre düşük dozlarda (≥1,000 mg/kg/ gün) kullanımda, karaciğer ve böbreklerde herhangi bir olumsuz etkiye rastlanmadığını göstermiştir.


K. Hüsnü Can Başer
Prof. Dr; Yakın Doğu Üniversitesi,
Eczacılık Fakültesi