İlginç Bir Palmiye Türünün Keşfi
Borneo adasının Malezya'ya ait kesiminde, son zamanların en ilginç bitki keşiflerinden biri yaşandı. Bu keşfin konusu olan bodur palmiye türü; Malezyalı botanikçi Agusti Randi ile İngiltere Kew Kraliyet Botanik Bahçesi’nden William Baker tarafından, “Pinanga subterranea Randi & W.J.Baker” ismiyle bilim dünyasına tanıtıldı.
Doktora öğrencileri, Ben Kuhnhäuser ve Peter Petoe, Malezya’da yedi haftalık araştırma gezisi için hazırlanırken, Kew Onursal Araştırma Görevlisi John Dransfield ve Malezyalı Botanikçi Paul Chai ile görüşür. Bu sırada Paul Chai, 1997 yılında aynı bölgede yaptığı çalışmaya ilişkin bir anısını anlatır:
“1997 yılında, Borneo'nun kalbindeki Lanjak Entimau Yaban Hayatı Koruma Alanı’nda, güzel genç bir palmiye buldum. Onu daha iyi incelemek için çevresindeki kalın yaprak döküntülerini araladığımda, yüzeyin birkaç santimetre altına gizlenmiş meyvesine rastladım. Eğer o tarafa gidiyorsanız biraz araştırın, belki bulabilirsiniz.”
Ben ve Peter'in araştırma gezisi, uzun nehir yolculukları ve saatler süren yürüyüşlerle devam eder ve bu sırada, çeşitli palmiye örnekleri toplarlar. Gezinin sonunda, Lanjak Entimau ormanlarının derinliklerine ulaştıklarında; Paul’ün tavsiyesine uygun olarak, benzer özellikte genç bir palmiye fidesi bulurlar. Bitkinin tabanını kazmaya başlayınca, birkaç santim derinlikte, tamamı toprağa gömülü bir meyve kümesi, bir sap ve bir gövdeden oluşan bitki yapısı ortaya çıkar.
İlginç bir keşif sonucunda bulunan bu bitkinin, Endonezyalı botanikçi Agusti Randi tarafından hazırlanan ve dünyada bilinen tüm “Pinanga” cinsi palmiyeleri kapsayan listeyle karşılaştırılması sonucunda, yeni bir tür olduğu anlaşılır.
Burada ilginç olan; bulunan bitkinin, çiçek, yumurtalık, polen, meyve gibi tüm üreme organlarının, toprak altında yer almasıdır. Bunun doğadaki bilinen tek örneği; mantarlarla karşılıklı faydaya dayalı bir yaşam şekli oluşturan, "Rhizanthella" cinsi orkide bitkisidir.
Bitkiler, devam eden evrim sürecinde nesillerini devam ettirebilmek amacıyla birçok savunma mekanizması geliştirmiştir. Bunlardan biri de çok sayıda tohum oluşturarak bunların yayılmasını sağlamak ve böylece hayatta kalma olasılıklarını artırmaktır. Tohumun oluşabilmesi için, öncelikle polenin yumurtalığa ulaşması gerekir. Bitkiler bu buluşmayı kolaylaştırmak amacıyla, polenlerinde kanatlar oluşturarak hava-rüzgâr hareketinden yararlanır; ya da hoş kokulu ve nektarlı çiçeklerinin cazibesine kapılan böcekleri, hayvanları kullanırlar.
Yeni keşfedilen bu bitkinin, çiçek ve meyve yapısını tamamen toprak altına çekmesinin sebepleri ve yararlarını anlamak-yorumlamak için sürdürülen çalışmalar konusunda, bilim dünyası henüz yolun çok başındadır.
Yeraltında çiçeklenmenin ve meyve vermenin yaygın olarak bilinen faydaları, yüzeydeki avcılardan korunmak ve bir bitkinin yavrularının hayatta kalmak için tam olarak ihtiyaç duydukları doğru koşullarda büyümesini sağlamaktır. Buradaki asıl sorun, polenin yeraltında nasıl dağıtılacağıdır.
Yeraltında yaşam tarzına sahip böceklerin, bir palmiye bitkisinin polenlerini diğer palmiye bitkisinin çiçeklerine taşıması mümkündür. Ancak bu durumda da tozlaşmanın gerçek mekanizması, şimdilik tam olarak açıklanamıyor. Konu hakkında gözleme dayalı yapılan ilk yorum; bölgede yaşayan domuzların toprağı kazarak bu palmiyenin meyvelerini yediği ve dışkılarıyla atılan tohumların da çimlenerek geliştiği şeklindedir. Ancak yoruma rağmen, domuzun sindirim sisteminden geçmemiş tohumların da çimlenme yeteneğinin olması ilginçtir.
Bu konuya ilişkin çalışmalar hâlen sürdürülmektedir.
Derin ve Karanlıkta Bilim
Bitkinin, yaşamın yeni bir türü olması ve büyüleyici yeni mekanizmasının yanısıra; bu araştırma yolculuğu, hâlâ burnumuzun dibinde olan bilginin önemli bir hatırlatıcısıdır. Bu tür, henüz keşfedilmemiş kültürel bilgilerde ve fiziksel olarak da ayaklarımızın altındaki toprakta açıkça gizlenmiştir.
Genellikle modern keşiflerin sınırları olarak, dış uzay veya okyanusların derinlikleri düşünülür; oysa yeraltındaki dünya hakkında da henüz bilmediğimiz çok şey var. Topraktaki bilinmeyenler arasında, giderek daha hassas hale gelen ekosistemlerde önemli rol oynayabilecek, "Pinanga subterranea" gibi türler de yer alıyor. Aynı zamanda bitkiler ve mikorizal mantarlar arasındaki etkileşimi de içeren bu bilinmeyenler; belki de iklim dengesinin sağlanmasında, karbon depolama yoluyla çok büyük ve inanılmaz bir iş yapıyor olabilir.
Ancak gözlerimizle görebildiklerimizin ötesine baktığımızda; bu harika, tuhaf, doğal dünyayı korumamıza olanak tanıyan taksonomik yapıtaşları olan yeni bilgileri bulabiliriz.
Bitkinin Betimsel Özellikleri
- Bitki, yüzeyde, 4 veya 6 yapraklı taç yapı oluşturur.
- Tek gövdelidir ve gövdenin çok kısa bir kısmı toprak altındadır.
- Gövdesi, yaklaşık 6 cm uzunluğunda ve yaklaşık 2 cm çapındadır.
- Yaprakları, 4-8 yaprakçık içeren, birleşik yaprak tipinde ve 25-85 cm uzunluğundadır.
- Yaprakçıklar, 18-32 cm uzunluğunda ve 2,5-5,8 cm genişliğindedir.
- Çiçek kurulu, tamamen yer altındadır.
- Meyveleri, tamamen yer altındadır ve olgunlaştığında, pembemsi kahverengiden parlak kırmızı renge döner.