Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi'nde, Ardışık Bitkilendirme Alanları'ndaki bitkisel içeriğin, doğal türlerle zenginleştirilmesi amacıyla planlanan arazi çalışması, Doğu Karadeniz bölgesinde, 18-24 Haziran'da yapıldı. Çalışmaya NGBB’den Prof. Dr. Adil Güner, Salih Sercan Kanoğlu, Aşkın Öykü Çimen, Belgin Kanoğlu, Deniz Asal, Nihan Sevinç Muşdal ve ardışık bitkilendirme tekniğinin ikinci nesil geliştiricisi Great Dixter Bahçesi’nden Barbaros Fergus Garrett katıldı.

Arazi çalışmasının öngörülen alt hedefleri şöyle planlandı; NGBB’de örneklemek için doğal çiçek yastıklarının tespiti, bu yastıklarda yer alan türlerin belirlenmesi, fotoğraflanması, mümkün olan bitkilerden canlı örnekler ve kesin tür tayininin yapılabilmesi için herbaryum örnekleri alınması.

"Ardışık Bitkilendirme Tekniği", bir alanın yılın büyük bölümünde ardı ardına çiçeklenen, yapraklanan, renk değiştiren bitkilerle ilgi çekici kalmasını sağlamak amacıyla geliştirilmiştir. Bu yöntem bir bakıma, doğanın kopyasının insan eliyle yaratılmasıdır.

Uygulamada, yaprak döken-dökmeyen ağaçlar ve çalılar, uzun ve kısa dönem çiçekli bitkiler, çiçekleri güzel olmasa da yapraklarıyla farklılık yaratan bitkiler, soğanlı bitkiler, bir yıllık bitkiler, iki yıllık bitkiler, sarmaşıklar gibi farklı bitki gruplarından örnekler kullanılmaktadır. Önemli olan, bu farklı gruplara mensup bitkilerin, birbiriyle etkileşim ve uyum özellikleri gözetilerek düzenlenmesidir.

Birinci Gün

Amlakit Yaylası üstünde Kaygut ile Koper arasında başlayan çalışmada, ilk farkedilen bitki dokuztepeli (Veratrum album L.) oldu. Çiçeklenmemiş olmasına rağmen, muntazam dizilimli yapraklarıyla çalışmanın ilk gözde bitkisi oldu. Buna eşlik eden yayla tutyası (Primula elatior [L.] L.) ile uyumlu hali, ardışık bitkilendirme için örnekleme yapılabilir ilk kombinasyonu oluşturuyordu.

Granit kayalar ve çayırlıklarla kaplı alanda, uzun süren yağışlı dönem sebebiyle bitkiler yeni yeni çiçeklenmeye başlamıştı. Özellikle kayalık alan çevresinde görülen, saklıeğrelti (Cryptogramma crispa [L.] R.Br. ex Hook.) ile sürünücü olmasına rağmen fındıkotu (Sibbaldia parviflora Willd.) ve damkoruğu (Sedum sp.) örnekleri, oldukça ilgi çekiciydi. Taban yaprakları ile dikkatimizi çeken kocasoğulcan (Stachys macrantha [K.Koch] Stearn) ve daha tam çiçeklenmemiş olan andızotu (Inula sp.) örnekleri, ardışık alan için uzun dönem çiçekli olabilecek türlerdi.

Alanda bulunan kumar (Rhododendron sp.) türlerinden bir örnek, önce yanıltıcı olsa da daha sonra yapılan teşhisinde, dağ kumarı (Rhododendron caucasicum Pall.) olarak belirlendi. Asıl görmek istediğimiz bitki ise dağ kumarı ile kara kumar (Rhododendron ponticum L.) türlerinin doğal melezi olan, melez kumar (Rhododendron sochadzeae Charadze & Davlianidze) idi. O bitkiyi de inişe geçtiğimiz sırada Adil hoca buldu.

Melez kumar bitkisinden örnek almak istesek de canlı götürülebilecek küçük örneği bulunamadı. Bunun üzerine Barbaros beyin, doğada daldırma yöntemiyle köklendirme yapıp, önümüzdeki yıl köklü örneğini alma önerisi, iki farklı dalda hemen uygulandı. Bitkinin boyu daha uzun olan dalı, çıplak toprağa temas ettirilip, kalkmasın diye üzerine taş ağırlık bırakıldı ve bulunduğu yerin koordinatları alınarak önümüzdeki yıl için hazırlık tamamlandı.

Biraz daha alt yükseltilere ilerlediğimizde zifin (Rhododendron luteum Sweet) ve sırımağu (Daphne pontica L.) türleriyle karşılaştık. Gerekli örnekler alındıktan sonra, o günün arazi çalışması sonlandırıldı.

İkinci Gün

Sabah erken saatte başlayan günün rotası, Kotençur Yaylası üzerinden, Öküzyatağı mevkisine ulaşmak ve ilerisine geçmekti. Bu rotanın tamamı yaya yapılacağı için, olabildiğince hafif olmak gerekiyordu. Arazi malzemesinde yapılan elemenin ardından, öğle yemeği zerzevatını da alarak yola koyulduk.

Oldukça dik bir yamacı tırmanarak başlayan yürüyüşte, hava giderek bulutlanmaya başladı. Buna rağmen, rastladığımız bitkileri inceleyerek yola devam ettik. Günün örnek alınan ilk bitkisi, mayısçiçeği (Anemone narcissiflora L.) oldu. Mayısçiçeği bitkisinin, çevrede bulunan eğrelti çeşitleri ve sütleğen (Euphorbia sp.), beşparmakotu (Potentilla sp.) bitkileri ile birlikte uyumlu görüntüsü, alanın ardışık bitkilendirme için örneklenmesini gerekli kılıyordu.

Çalışma sırasında sisin yoğunluğunun giderek artması üzerine, grup rehberimiz Mustafa Kemal Tekin, herkesin önündekini takip etmesi ve ekibin birbirinden kopmaması için uyarıda bulundu. Yolda rastladığımız, sarı renkli çiçekleriyle ilgimizi çeken kesgerotu (Pedicularis caucasica M.Bieb.) bitkisinden örnek alınmadı. Çünkü, parazit yaşama sahip olan bu bitkiyi bahçede yaşatma şansımız yoktu.

Çiseleyen yağmurla birlikte yola devam edildi. Dere yatağı çevresinden geçerken oldukça nemli toprakta, endemik bir tür olan filiski (Cyclamen parviflorum Pobed.) bitkisinden örnekler toplandı. Bitkinin toprak altında bulunan rizomları çok küçük olduğundan, canlı örnek alınması da çok zor oldu.

Yağmurun yer yer hızlanmasıyla hem ilerlemek hem de bitki toplamak oldukça zor hale gelmişti. Öğle üzeri Öküzyatağı mevkisine ulaştık. Burada yediğimiz öğle yemeği sonrasında, artan sis ve yağmur sebebiyle geri dönmeye karar verdik. Dönüş yolunda, günün başında karşılaştığımız sütleğen (Euphorbia sp.) bitkisinden canlı örnek alarak arazi çalışmasını sonlandırdık.

Üçüncü Gün

Bugünün rotası, daha alt yükseltilerde bulunan Kaleköy ve çevresi olduğundan, farklı bir yerde konaklamak üzere Amlakit Yaylası’ndan ayrıldık. İlk iki günün bitki örnekleri ile malzemeyi toparlayarak yola koyulduk. Gidilecek yere varmak için, öncelikle Tirevit Aşidi’ne ulaşmak gerekiyordu. Bu noktada yaptığımız arazi çalışmasında, alpin seviyelerde yetişen bitki örneklerinden topladık.

Tirevit Aşidi’nde, yaklaşık 2746 m yükseltide, bulduğumuz bitkiler, en fazla 15 cm boyundaydı. Bu yüzden arazide, yere çok yakın ve kimi zaman dizlerimizin üzerinde ilerleyerek topladığımız örnekler şunlar oldu: tavukkursağı (Androsace sp.), geven (Astragalus sp.), mor çiçekleriyle kazgagası (Corydalis sp.), sarıyıldız (Gagea sp.), gentiyan (Gentiana sp.), akyıldız (Ornithogalum sp.), dağ tutyası (Primula algida Adams), sümbülcük (Scilla sp.).

Kaleköy civarında tekrar arazi çalışması yaptık. Burada da kırmızı renkli çiçekleriyle hırıgürü (Lathyrus rotundifolius Willd.), çiçekleri fil burnuna benzeyen filburnu (Rhynchocorys sp.), turuncu renkli çiçekleri olan safran fiği (Vicia crocea [Desf.] B.Fedtsch.) ilgi çeken örnekler oldu.

Çalışmanın ilk gününden itibaren, şemsiyeye benzeyen beyaz renkli çiçekleriyle ilgimizi çeken öğrekotu (Heracleum sp.) bitkisinden, uygun birey bulamadığımız için örnek alamamıştık. Bu noktada karşımıza çıkan örneği almak istedik. Yapraklarının cildi tahriş etme özelliği olduğu için, dikkatli şekilde söküm ve paketleme işlemi yapmamıza rağmen, ertesi gün kabarcıklar halindeki belirtilerle etkisini gösterdi.

Bir sonraki noktada, yörede endemik olan yaylahuşu (Betula browicziana Güner) ile yol kenarında rastladığımız bodur gül (Rosa pulverulenta M.Bieb.) bitkilerinden örnekler aldık.

Dördüncü Gün

Son günün rotasında hedef, Komati Yaylası’na varmaktı. Çamlıhemşin’den yola çıkarak, önce İsina Tepesi’ne vardık. Burada ilk olarak hilal kargaotu (Lysimachia verticillaris Spreng.) bitkisinden örnekler aldık. İsina Tepesi’nde gördüğümüz, farklı renkli kestane (Castanea sativa Mill.) ağaçları ilgimizi çekti. Farklı bir kumar türü olan, beyaz kumar (Rhododendron ungernii Trautv.) da ilginç bir örnekti.

Yol boyunca nemli kayalık yamaçlarda, gök süreyre (Omphalodes cappadocica [Willd.] DC.), samançiçeği (Helichrysum luteoalbum [L.] Rchb.), karakumar (Rhododendron ponticum L.) ve birkaç farklı eğrelti türünden örnekler topladık.

Yaklaşık 1827 m. yükseltide yaptığımız çalışmada felçotu (Primula auriculata Laml., Tabl.) ve selagin (Selaginella helvetica [L.] Spring.) bitkilerinden örnekler aldık. Ayrıca, böcekyiyen bitkilerden deli yağotu (Pinguicula balcanica Casper) türü ile ilk gün görüp de büyük formda olduğu için alamadığımız dokuztepeli (Veratrum album L.) türünden örnekler topladık. Çalışmanın son bitkisi ise bodur yayılış gösteren dağelması (Epigaea gaultherioides [Boiss. & Balansa] Takht.) oldu.

Komati Yaylası’na giderken, arazide geçirdiğimiz dört gün boyunca hiç dinmeyen yağmur altında, karşımıza çıkan doğal güzelliklerin keyfine vardık. Bir yanda yöre insanı çay zamanı olduğu için bahçelerde hasat yapıyor; öte yanda biz de kimi zaman yola yaya devam edip, farklı bitki gruplarının olduğu noktalarda yeni bitkiler peşinde koşuyorduk.

Dört günün sonunda tamamladığımız arazi çalışmasında, 140 farklı bitkiden örnek toplandı. Bunlardan 44 bitki türü, NGBB için yeni örnek idi; 70 bitkiden herbaryum örneği, 104 bitkiden canlı dikim örneği, 10 bitkiden çelik örneği, 6 bitkiden DNA örneği ve 3 bitkiden anatomi örneği alındı.


Salih Sercan Kanoğlu
NGBB Müdür Yardımcısı
NGBB Bahçecilik Bölümü Başkanı