Yulaf (Avena sativa L.), buğdaygiller (Poaceae) familyasına bağlı, tarımı yapılan bir hububat türünün tohumlarıdır. Ham tohumlar ile bitkinin taze ve kurutulmuş toprak üstü kısımları, tıbbi amaçlarla kullanılır. Olgun tohumlar kurutulduktan sonra, toz veya pulcuklar (flake) halinde kullanıma sunulur. En az 3000 yıldır, ülkemizi de kapsayacak şekilde İsrail’den İran’a kadar uzanan ve “Verimli Hilal” adı verilen bölgede tarımı yapılan bitkidir. Halen başlıca yulaf üreticisi ülkeler; Rusya, Kanada, ABD, Polonya’dır.

Avrupa’da orta çağa kadar, sadece gıda ve hayvan yemi olarak kullanılan yulafın tıbbi kullanımları bilinmiyordu. Geleneksel batı tıbbında kuru ve taze yulaf ürünleri; kaygı (anksiete), stres, cilt hastalıkları, mesane rahatsızlıkları, damar ve akciğer sorunları, sindirim sistemi rahatsızlıkları için kullanılır. Lapa halinde, haricen fistüllerin, yaraların, şişliklerin tedavisinde; dâhilen ise kabızlığa karşı ve diüretik olarak kullanımı kayıtlıdır.

Modern Batı tıbbında yulaf; sinirleri yatıştırıcı, sakinleştirici, antispazmodik, antidepresan, mukoz membran iritasyonunu giderici, kuvvet verici özellikleriyle bilinir. Alman Komisyon E Monografı'na göre yulaf samanı, haricen enflamatuvar (yangıları giderici) etkilidir; kaşıntılı seboreik cilt hastalıkları, akut-kronik anksiete, stres, heyecan, nevrastenik-psödonevrastenik sendromlar, cilt hastalıkları, bağ dokusu rahatsızlıkları, mesane gevşekliği gibi sorunlara karşı güçlendirici özelliklere sahiptir.